Felsefi Danışmanlık

Felsefi danışmanlık; zaman içinde tümüyle akademik bir disiplin haline gelen bir yaşam biçimi oluşu ve aynı zamanda sağaltıcı (terapötik) yönü unutulan felsefi geleneğin yeni bir versiyonu olarak, felsefeyi günlük yaşamla yeniden buluşturmayı hedefleyen, Eskiçağ felsefe okullarını Felsefi Danışmanlık uygulamalarının ilk öncüleri olarak gören bir akım olarak ortaya çıkmıştır. Bu akımın amacı, insanlara hem düşüncelerinde hem de yaşamlarında rehberlik edecek, kaygı-sıkıntı ve sorunlarına çözüm üretecek yöntem önermektir.

Felsefi Danışmanlık, felsefenin gerçek yaşamla, yaşamın nasıl sürdürüleceğine ilişkin olduğu, insanlara günlük yaşamda kullanabileceği araçlar sunduğu, akademik bir disiplinden ziyade bir yaşam biçimi olduğundan hareket eder. Gündelik sorunlara felsefeden faydalanma yollarını gösterir. Felsefi Düşünme sorgulamayı gerektirir. Sorgulamak içinde diyaloğa ihtiyaç vardır. Diyalog birlikte düşünmektir, düşünme sürecini inceler, düşünceyi değiştirir.

 “Sorgulanmayan hayat değersizdir” diyerek kuşku duyma, araştırma ve eleştirme yoluyla iyi, kötü, erdem, adalet gibi kavramların tam bilgisine ulaşmak isteyen Sokrates’e göre bu bilgiler insan ruhunda gizli olarak bulunur, bu bilgilerin ortaya çıkması ise “diyalog yöntemi “ile sağlanabilirdi.

Düşüncelerine uygun tam bir bilge yaşamı süren, tutkuyla “doğruluğu” aramaktan başka bir amacı olmayan Sokrates; günlük yaşam pratiği ve sorgulamak için “diyaloga” ihtiyaç olduğuna inanması ve nihai cevapların alınabilmesi için bir dizi soru sorarak, diyalektik akıl yürütme yöntemini kullanmış olmasıyla, yüzyıllar öncesinden günümüz felsefi danışmanlarına sorgulama ve düşünme yöntemiyle örnek ve ilk rol model olarak kabul edilmektedir

Felsefi Danışmanlar; danışanla kurdukları diyalogda felsefenin günlük hayatla bağını kurar, danışanla eşit taraflar olarak felsefe yaparlar. Kişilerin sorunlarıyla karşılaşmaları, yüzleşmeleri, eylem sebeplerini ve düşünceleri ile eylemleri arasındaki farkı görmelerine, eylem ilkeleri kazanmalarına yardımcı olurlar. Felsefi Danışmanlar kişilerin sorunlarıyla başa çıkmaları ve sorunlarını çözmede kendi fikirlerini ortaya çıkarmaları, kendileri için anlamlı çözümler geliştirmeleri, akılcı düşünce yollarını kullanmaları ve felsefi bakış açısını yaşam pratiğine geçirmelerine rehberlik ederler.

NEDEN FELSEFİ DANIŞMANLIK?  YAŞAMA DAİR SORUNLAR FELSEFİDİR!

Felsefe yüzyıllar öncesine dayanan geçmişiyle bütün bilimlere ev sahipliği yaptığı gibi son iki yüzyıl içinde ortaya çıkan Psikoloji Bilimine de ev sahipliği yapmış, Psikolojik Danışmanlık zaman içinde felsefeden etkilenerek ortaya çıkmıştır.

Felsefi Danışmalık psikoterapiyi yadsımaz. Ancak, Felsefi Danışmanlara göre insanın yaşamsal kaygı, sıkıntı ve sorunlarının kaynağı sadece psikolojik değildir.

İnsan için doğum ve ölüm travmadır ve bu iki travma   arasında insan yaşamı boyunca pek çok travmalar ve varoluşsal sorunlarla uğraşır. Kişisel kimlik arayışları, hayatın nasıl yaşanması gerektiği hakkındaki düşüncesi ve genel kabuller arasındaki gerilim ve çelişkiler, yalnızlık, anlamsızlık, anlam yitimi, erdemli bir yaşam sürmek, ilişkilerle ilgili sorunlar, karar verme zorlukları, üzerinde düşünülmemiş ön yargılar, aşırı genellemeler, gerçekçi olmayan beklentiler, değerlerle ilgili çatışmalar, ayrılık acıları, ölümle başa çıkmak, kariyer değişikliklerine adapte olmak vb. sorunlar psikolojik değil, felsefidir.

Yaşamsal olaylarda kişinin bakış açısını irdelemesi, alışılmış anlamalarını ve felsefi tutumunu görmesi ve başka bir bakış açısı benimsemesine Felsefi Danışmanlık yardımcı olur. Böylece kişinin birçok yaşamsal sorunu önlemesi, çözmesi, idare etmesi, duygu durumunu düzeltmesi ve psikolojilerinin olumsuz olarak etkilenmemesi sağlanmış olur.

Freud’un üç parçalı ruh anlayışını Platon’un diyaloglarından aldığı at arabacısı örneğine dayandırması ve psikoterapilerde de uzun zamandır felsefi yaklaşım içeren uygulamalar görülmesi psikoterapinin ev sahibi olan felsefi bakışa ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Bilişsel Terapinin sokratik sorgulama yöntemi, Gestalt Terapisinin fenomolojik yaklaşımı, Varoluşcu Terapinin, Varoluşcu felsefeye dayanması ve özellikle de felsefe ve psikoterapiyi birleştirme amacıyla başlayan Rasyonel Emotif Davranış Terapisi  (RETB), duygusal huzursuzlukların nedeni olarak algı ve düşünme hatalarını incelemesiyle felsefi danışmanlıkla benzerlikler göstermektedir.

FELSEFE, GÜNÜMÜZ İNSANINA SORUNLARINI ÇÖZMEDE VE ANLAM ARAYIŞINDA YARDIMCI OLABİLİR Mİ?

 Felsefenin ortaya çıkışıyla adeta “ne olduğunu” açıkladığı ve “işlevine” işaret ettiği söylenebilir (Bkz. Felsefenin Doğuşu, Felsefe nedir?) İnsanın düşünme sürecinin tarihi, bütün bilimlerin içinden çıktığı temel olarak felsefenin,  öncelikle insanın kendini anlama uğraşı, daha iyi yaşama ve mutlu olma çabası olduğu görülmektedir.

Felsefi Danışmanlık uygulamaların ilk öncülleri olarak kabul edilen Eskiçağ Felsefe okulları ve filozofların düşünceleri,  felsefenin yaşam için /yaşamın içinde olduğunun ifadeleridir.(Bkz. Felsefi Danışmanlığın Öncülleri ) 

 Hadot eski çağdaki felsefi söylemi “ruhsal alıştırmalar “olarak adlandırır. Ruhsal alıştırmaları “istemli, kişisel, ve bireyin dönüşümüne yönelik bir pratik” olarak tanımlar ve  “her zaman felsefenin birbirine zıt iki tasavvuru” olduğunu; biri “söylem kutbuna vurgu yaparken “diğerinin “hayat tercihi kutbuna “ vurgu yaptığını belirtir.

Somut yaşamla ilgili felsefe yapma formu Eskiçağ ile sınırlı değildir. Descartes’in meditasyonları okuyucunun görme biçimini değiştirmeyi amaçlayan ruhsal alıştırmalardır.  Kant’ın etiği bir yaşama ve eyleme pratiği ilkeleridir.

Nietzsche, Foucault, ve Dewey gibi filozoflar da felsefenin değerinin günlük yaşama uygulanmasında yattığını ileri sürerler. Schopenhauer ve Wittgenstein felsefenin yaşama dünyamızdaki yerini ön plana çıkaran filozoflardır.

Kişinin kendini daha iyi tanıması ve nasıl bir yaşam sürdürmeyi istediğini incelemesi felsefi bir yaklaşımdır. Felsefi Danışmanlık kişinin kendini inceleme ve sorgulamasına, doğru değerlendirmeler yapmasına yardımcı olur. Kendini tanımayan ne yapacağını bilemez,  bulamaz, tutarlı olamaz. Kişinin kendi hakkındaki bilgisinin artması dünyaya bakışını ve sorunlara yaklaşımını değiştirir.

Günümüz felsefi yaklaşımlarının ortak görüşü; Kişilerin günlük yaşamı, felsefi görüşlerinin dışavurumudur. Kişilerin tutumları, davranışları, duyguları, umutları, hayatla ilgili planları, hayattan ve başkalarından beklentileri, kaygıları, sıkıntıları ve sorunları  “hayat görüşlerini” oluşturur.

Felsefi danışmanlar, danışanın yaşam biçimiyle ifade ettiği hayat görüşünde sorunlu alanları eleştirel olarak incelemesine, değer, anlam ve ahlak gibi evrensel sorunları keşfetmelerine yardımcı olurlar.

Felsefenin temel özelliği kavramların tanımlanması ve açıklanmasıdır. Felsefi Danışmanlar danışanlar ile kavramsal tartışmalar yaparak hayat görüşlerini kendilerine apaçık kılmaya, kendileri için gerçekten sorun olanın ne olduğunun ortaya çıkmasını sağlamaya çalışırlar.

Felsefi Danışmanlık, danışanın hayat görüşüyle karşı karşıya gelmesi ve eleştirel sorgulamasıyla, alışılmış anlamalarını görmesine, kişinin kendi gerçeklik anlayışıyla sınırlı olmayıp,  bakış açısının ötesine geçmesine, yaşamı belirleyen sonsuz düşünceler ağına açık olmasını sağlayacak kişisel yolculuğuna ışık tutar. Felsefi danışmanlar için bu yol bilgeliğe doğru giden yoldur.

Online Danışmanlık